13 Şubat 2007 Salı

İNSAN KİRLİ BİR NEHİRDİR

''İnsan aşılması gerken kirli bir nehirdir! '' Güncel toplumsal ve bireysel varoluşlar gözlendiğinde görülecektir ki, içinde bulunduğumuz durum kaotik bir mahiyet arz etmektedir. Üstadın yüzyıldan fazla zaman önce hem de güpegündüz gözleri mizi kamaştırırcasına yakmış olduğu fener bugün daha bir anlam kazanmaktadır. Erken gelen delinin haber verdiği karanlık, bugün toplumsal ve bireysel varoluşlarımızın derinliklerine nüfuz etmiş bulunmaktadır. Evet, Tanrı öldü, onu biz öldürdük. Tanrısını kaybetmiş olmanın neden olduğu tutunumsuzluğun yarattığı kaygan zeminde, varoluşsal bir mimarlık anlamını yitirmektedir. Algılarımıza, düşünce yapımıza, duygusal dünyamıza ve bilinçlerimize saldıran bunca farklı odağın ortasında, varoluşsal bir inşa sürecini başlatmak ve müdahelesiz bir şekilde sürdürmek son derece zor görünmektedir. Peki bu noktada ne yapılmalıdır? Bu noktada yapılması gereken, kendimizden başlayarak varolan değerleri, değer yargılarını yıkmak ve bu yıkıntılarla birlikte batarak 'Son İnsan' ı altetmektir. Bulunduğumuz yol ayrımında yapacağımız tercih son derece önemlidir. Seçeceğimiz yol ya bizi egoizmin, hedonizmin, narsisizmin ve tüketim köleliğinin bataklığına sürükleyecek ya da bizi zincirlerimizden kurtararak üstinsanın varoluşsal inşasının izini sürmemizi sağlayacaktır. Üstinsanın izindeki bu yolculukta birlikte olmak dileğiyle, şimdilik bu kadar.

Hiç yorum yok: