17 Nisan 2007 Salı

Son Günah: Pişmanlık Ve Acımak

Yıldız Ahlakı: Sen ki yörüngene bağlısın, nene gerek gece! a yıldız! Zamanın içinde mutlulukla dön git! Aldırma zamanın güçlüğüne, çetinliğine! Dünyaların en uzağına gidecek ışığın: Acımak günah olsa gerek senin için. Tek bir yasan var: Temiz olmak, duru olmak.
F. W. Nietzsche
Geçmişe dönük bir muhasebeye giriştiğimizde o kadar çok pişmanlık ve acıma çıkar ki karşımıza, bizi bugünden ve yarından eder.Elbette her insanın tarihçesi alınması gereken bir yığın dersle doludur. Fakat kişisel tarihimize dönük böylesi bir bakış açısı bizi yanlışa ve melankolik bir ruh haline iter. Bu noktada işin içine bir de acıma duygusu girerse, işte o anda içinde bulunduğumuz durum iyice karmaşık ve ümitsiz bir hal alır. Acıma duygusu üstinsanın son ve en büyük günahıdır. İnsan sıyrılmak istediği ahlakın değerlerini sorgularken ve hatta yıkarken son bir tuzak olarak acıma duygusuyla karşılaşır. Eğer insan üstinsana giden yolda bu son engeli aşamaz, Bu son tuzağa düşer ve bu son günahından kurtulamazsa, aşılmakta olan ahlakın değerleri gerisin geriye dönecek ve varoluşumuzu tekrardan kuşatacaktır. İşte tam bu anda imdadımıza Amor Fati (kader sevgisi) yetişecektir. Eğer herşeyiyle kişisel tarihimize evet der ve onu kucaklarsak , pişmanlıklarınmızı ve bizi uçuruma sürükleyen acıma duygumuzu aşabiliriz. Şunu unutmamalıyızki doğrusuyla, yanlışıyla, iyisiyle, kötüsüyle, iyinin ve kötünün ötesinde yaşamaya çalıştıklarımızla bu hayat, bu tarih ve bu varoluş bizim. Bize düşen attığımız her adımın, yaptığımız her tercihin, her sözümüzün, her hikayemizin varoluşsal öykümüzün bir parçası olduğunu unutmamak ve tüm bunların varoluşsal hikayemizin oluşumunda bir payı olduğunu, bügün bu insan olmamızda pişmanlık duyduğumuz hareketlerimizin de olduğunu bilmektir. İşte bu yüzden dostlar Kaderimizi kucaklamalı ve hayata kocaman bir EVET demeliyiz.

Hiç yorum yok: